Bazı Genel merkez yetkilileri diyorlar ki; “Vekiller kimi getirirse onu il başkanı yaparız. Vekiller Umut Güçlü devam etsin dediler. Vekiller gelip görüşlerini güncellesinler ona göre değerlendirelim.”
Evet 100’ün üzerinde ıslak imzalı değişim talebi genel merkeze sunulunca bazı genel merkez yetkilileri aynen bu minvalde konuşuyorlar.
Önce bu konuyla ilgili görüşlerimi paylaşmak isterim.
Bakın bu anlayış Recep Tayyip Erdoğan’ın AK Parti’sine yakışır bir anlayış değildir, olamaz!
Bu neresinden bakarsanız rezalettir!
O zaman Genel Merkez Teşkilat Başkanlığı niye var?
Eğer Yalova’da veya başka bir ilde il başkanının kim olacağına vekiller karar veriyorsa Teşkilat Başkanlığı niye var?
Peki Erdoğan’ın bundan haberi var mı?
Bence yok!
Çünkü Erdoğan’a konuyu “Efendim Yalova’da sorun yok o yüzden mevcutla devam ediyoruz” diye aktarıyorlar yani Erdoğan’dan olup bitenleri saklıyorlar!
Bakın bu sorun sadece Yalova’da yok… İşte Trabzon kongresi niye iptal oldu!
Bakın kişisel menfaatlerini ön planda tutan bir avuç insan Erdoğan’ı kandıra kandıra partiyi bitiriyorlar!
Yalova gitmiş, Çınarcık gitmiş, 10 sene AK Parti’de olan Çiftlikköy gitmiş, 20 sene AK Parti’de olan Altınova gitmiş, koca AK Parti Yalova’da Armutlu ve Termal’e sıkışmış kalmış ve il başkanı hala koltukta oturuyor!
Böyle bir rezalet nerede görülmüştür!
Bu nasıl bir aymazlıktır, bu nasıl bir yüzsüzlüktür!
Yalova Yalova olalı böyle bir siyasi yüzsüzlük görmemiştir!
Öncelikle kamuoyunun huzurunda Sayın Meliha Akyol’a bir çağrım olacak…
Sayın Vekilim…
Yerel seçimlerde bu kadar ağır bir hezimet yaşayan il başkanını görevde tutmak için niye uğraşıyorsunuz?
Bunun sebeplerini Yalova kamuoyuna anlatmanız gerekmez mi?
Bence gerekir.
Sayın vekil sizi bu konuda kamuoyuna açıklama yapmaya davet ediyorum.
Gelelim 31 Mart’taki ağır hezimete rağmen adeta koltuğa yapışan Umut Güçlü’ye…
Sevgili Başkan size bir sözünüzü hatırlatmak istiyorum…
Seçim öncesi defalarca bana geldiniz ve defalarca görüş alışverişinde bulunduk ve naçizane fikirlerimi size yüz yüze defalarca ilettim ve dinlediniz.
Bir defasında özellikle Altınova ve Çiftlikköy ile ilgili sizi uyarmıştım.
“Başkan bak bu Altınova ve Çiftlikköy’ü kaybederseniz bu faturayı sen ödersin ve bu koltukta oturamazsın” demiştim size…
Sizde bana “Abi doğru diyorsun” demiştiniz…
Dahası bana aynen şöyle demiştin sevgili başkan...
“Abi, ben eğer 31 Mart seçimlerinde Muğlim abinin başarısını yakalayamazsam, Muğlim abinin başarısının üzerine koyamazsam kendimi başarısız sayarım ve görevi bırakırım.”
Sevgili Umut Güçlü, bana bunları dedin mi demedin mi?
Peki ne oldu?
31 Mart’ta aldığın sonuç ortada!
Peki sözüne ne oldu sevgili başkan...
Ne oldu da bu sözünü unutup koltuğa yapışıp kaldın?
Sevgili Başkan… Hepimiz biliyoruz ki siyasette bazen dün söylenenler unutulabilir, eyvallah…
Ama şunu anlatman lazım…
Ne değişti ve sana olan ihtiyaç nedir?
Örnek veriyorum… Çıkıp diyeceksin ki; “AK Parti Yalova’da şöyle bir durum var ve bu durumda partinin bana ihtiyacı var. Benden başka bu işi yapacak kimse de yok o yüzden bu görevi devam ettiriyorum.”
Bunun gibi bir şeyler söylemen lazım kamuoyuna başkan… Bir basın toplantısı yapıp veya sosyal medya hesabından yapacağın bir açıklama ile 31 Mart’ta ağır bir hezimet yaşamana rağmen koltukta oturmaktaki ısrarını anlatmalısın!
Bak sevgili başkan… Velev ki bu şekilde göreve devam ettin diyelim… Asla Recep Tayyip Erdoğan’ın ve AK Parti’nin il başkanı olamazsın! Kağıt üzerinde evet ama aslında sadece Meliha Akyol’un il başkanı olursun! Benden söylemesi.
Sevgili başkan…
Maddi manevi en rahat ettiğim AK Parti il başkanısın. Ama bu durumun beni rasyonellikten uzaklaştıramayacağını bilirsin. Yani senin döneminde maddi manevi rahatım diye 31 Mart'taki başarısızlığını eğip büküp bunu bir başarı gibi sunup "Umut Güçlü görevine devam etmeli" diyemem. Ben bunu yapamam. Kimse kusura bakmasın.
Sevgili başkan... Gün oldu geldin “Abi neyi nasıl çevireceğimizi bilmiyorum. Muğlim abi telefonlarımı açmıyor…” dedin senin hatırına gittim Muğlim Bağatar’la görüştüm. Sonra da Muğlim Başkanla görüştün değil mi…
Merak etme sevgili başkan burada kalkıp bütün yaşadıklarımızı anlatacak değilim…
Söylemek istediğim şudur…
Başından beri sana her konuda yardımcı olmaktan başka hiçbir şey yapmadık.
Her zaman görüşlerimize önem verdin, bizi dinledin eyvallah ama Altınova ve Çiftlikköy’de son anda vekilleri dinledin ve iki ilçenin de CHP’ye gitmesine göz yumdun! Dahası yıllarca başında olduğun merkez ilçeyi sahaya indiremeyip Yalova Belediyesi'ni de CHP’ye kaptırdın sevgili başkan…
Ve nihayetinde 31 Mart’ta Yalova halkının takdiriyle malum sonuçlar yaşandı.
Sonuçlar ortada ve bu saatten sonra yapılacak tek şey siyasetin gereğini yapmaktır.
Başarısızlık karşısında bayrağı devretmek namuslu ve ahlaklı siyasetin gereğidir.
Sevgili başkan şunu da özellikle bil ki; Kimsenin seninle bir derdi yok, olamaz zaten.
31 Mart'ta senin yerinde kim olup bu sonuçları alsa aynı şeyleri söylerdik çünkü siyasetin kuralı budur. Başarısız olan bayrağı devredecek. İster adı Ali olsun ister Veli olsun ister Umut Güçlü olsun değişmez. Başarısız oldun gideceksin, senden sonra gelecek olan da önümüzdeki seçimlerde başarısız olursa o da gidecek. Durum bundan ibaret. Gerisi paranoyadır başka bir şey değil.
Sevgili Umut Güçlü sana Hakan abin olarak son sözüm şudur;
Ya çık koltuktan neden kalkmak istemediğini gerekçeleriyle kamuoyuna anlat, ya da sözünün eri ol ve istifa et!
Hakan Korkmaz
Revizyon Gazetesi
Genel Yayın Yönetmeni
Editör: Hakan Korkmaz